Hrant Dink’e Emperyalist Saldırı Jöntürk-Jönkürt ve Taşnak ittifakı yeniden…
Fazıl Duygun
2017 yılındaki bir makalem...
Agos gazetesi sahibi ve yazarı
Türkleşmiş Ermenilerden Hrant Dink’in ölümü üzerinden bunca sene geçmesine
rağmen, AB ve ABD maşası emperyalist medya ve uzantıları başlattıkları
psikolojik operasyona devam ediyorlar: “ Türkiye’yi parçalama projesini,
Ermeni katliamı propagandası üzerinden gerçekleştirmek!” Bir
ayağı Suriye’de bir PKK devleti kurdurmak olan bu projenin diğer ayağı ise,
Türkiye’yi, Ermenistan’a toprak vermeye zorlamak. Nitekim, Ermeni
siyasetinin Batı tarafından rehin alındığı bir çok konuşmasında söyleyen de, “Baktım
Avrupalılar geldi beni öpüyor. Ula Avrupalı niye beni öpüyor? Kendi kendime yav
ben ülkemi Avrupalıya mı şikayet ettim" diyen de, fakir Anadolu çocuğu” Hrant Dink’tir.
https://www.youtube.com/watch?v=yq81AExdtC4
Türkiye doğumlu Ermeni kökenli yazar vatandaşımız Hrant Dink, 19 Ocak
2007 Cuma günü, FETÖ tarafından, 1 yıl sonra yani, 2008’de başlayacak olan
meşhur “Ergenekon Operasyonları”na malzeme olarak kullanılmak amacıyla
Trabzonlu bir genç olan Ogün Samast tarafından vurularak öldürüldü. Samast’ın,
FETÖ tarafından ayarlanarak ve milli duyguları okşanarak bu cinayeti işlemeye
teşvik edildiği bugün tamamen açığa çıktı. Daha o zamanlar, bunun bir FETÖ
operasyonu olduğunu söylemiş bir kişi olarak, Ergenekon Operasyonları
başlayınca, işte delili demiştim.
Zaman dışı ve dogmatik bir düşünceye saplanıp kalmış, ulusalcı laik
Kemalistleri ordu ve bürokrasiden tasfiye etmek için, halkın gözünde operasyonu
meşrulaştırıcı bir malzeme olarak kullanıldı Hrant Dink cinayeti. Tıpkı, 28
Şubatçı İslam düşmanı bir kısım subayı malzeme olarak kullanıp, bütün orduya
operasyon çektikleri gibi. Önceden kışkırtılan bu ulusalcı Batıcı
dinozorlar, Dink’in nasıl bir Osmanlıcı olduğunu bile anlamak istemeden,
kendilerine çekilecek operasyona yem oldular.
Hrant Dink kimdi? Hrant Dink eskimiş ayakkabısıyla yaşamak zorunda
kalan, sade bir insan, Anadolu çocuğu. Kendi çıkardığı Agos gazetesinde,
Türkiye’deki Ermenilerin dertlerini yazan, tabii bu arada 1915 Ermeni
techirinde yaşanan kimi vahşet, kimi dram olan acılardan da tarih dersi almış
bir şahsiyetti. Bundan dolayıdır ki, belkide Ermeni halkının yeniden
uluslararası emperyalizmin maşası olmaması için çırpınan ve bu uğurda Ermeni
diasporasının şimşeklerini üzerine çeken bir gazeteci. Hrant Dink Türk-Ermeni
münakaşalarında birçok kez bir arabuluculuk görevini üstlenmiş ve gerek Türk ve
gerekse Ermeni aydınlarını “emperyalizm tarafından dayatılan Ermeni Soykırımı”
projesine karşı uyanık olmaya çağıran, iki milleti birbirine karşı kanlı
bıçaklı hâle getiren, Haçlı-Siyonist emperyalizmin kullanışlı bir malzemesi
olmamaları için çırpınan bir vatanseverdi.
Dink; Kürdlere seslenen ve onları emperyalizmin tuzaklarına karşı uyaran
bir Anadolu Ermenisiydi. 12 yıl önce, Malatya’daki işadamlarına verdiği bir
konferansta, şöyle uyarmıştı Batı’ya inanan Kürtleri: "Emperyalizm geçmişte Ermenilere hata yaptırdı,
bugün de Kürtlere yaptırıyor."
Öldürülmesinden
sekiz ay önce 15 Nisan 2006'da Malatya İşadamları Derneği'nde konuşan Dink, emperyalizmin yaptırdığı hataları şimdi de
Kürtlere yaptıracağını hatırlatıyordu: "Ama yanıldılar, emperyalistler
kendi işleri yapıp gittiler, geride kardeşi kardeşle kan içerisinde bıraktılar.
Bugün Kürtlerin yaptığı aynı şey."
Buraya kadar gayet tabii bir akış içinde gelişen hadiseler, Uluslararası
Haçlı-Siyonist emperyalizmin bir maşası olarak görev alan, “dün de,
emperyalizme uşaklık ettikleri için hem Müslüman Türk ve Kürt halkının acı
çekmesine ve hem de Ermeni halkının acı çekmesine sebeb olan, dolayısıyla da
bugün, “Ermeni soykırımı(!)” diye tabir ettikleri hadiselerden en az yarı
yarıya mesul olan Taşnakçı diaspora Ermenilerinin, bu faaliyetlerini alenen ve
azıtarak yürütmelerinin neticesi olarak, 79 milyonluk Müslüman Anadolu halkında
bir infiale yol açmış halde.
El koyulduğu tarihe kadar CIA-MOSSAD’ın kucağında yaşayan Münafık-kâfir
Fettoş’un Zamane gazetesinde, adını Türkçe yazmaktan utanan ve Fettoş’un bir
bağlısıyla evlenmiş olan “Elif Shafak” namlı liberal lezbiyenin “Baba ve piç”
romanında, Türklerle ilgili aşağılayıcı ifadelerini de emperyalizmin bir
psikolojik silahı olarak görmekteyiz. Batıcı ve İslam düşmanı Jöntürk siyaseti
üzerinden, Müslüman Türk milletini Haçlı-Siyonist emperyalizme yem etmek için;
onu ve değerlerini karalayan ve bu faaliyetlerine son yıllarda Batı medyasında
hız vermiş olan Elif Shafak; kafa yapısı olarak benimsediği liberalizmin
bir Jöntürk ürünü olduğunu da sanki gizlercesine, kendi dedelerinin bu millete
(Ermenilere) karşı işlediği suç ve cürümü, milletimizin üzerine yıkmak için
didinip, durmaktadır. Yani, 1000 yıllık Osmanlı Türk iktidarını yıkan,
liberaliyle, ulusolcusuyla, laikiyle bütün Batıcı jöntürklerin ve Jönkürtlerin
torunlarının kalkıp, utanmadan bu milleti, ırkçılık ve soykırımla
suçlayabilmesidir. Türkiye bağımsızlık mücadelesi verdikçe, daha 5 yıl öncesine
(2012) kadar, kanlı-bıçaklı görünen bu kesimler bir ânda, tarihi Jöntürk-jönkürt
ve Taşnak ittifakını 100 yıl sonra yeniden
oluşturuverdiler.
Yani, aslında içten içe hepsi birer, mazlum Anadolu insanı
ve mazlum Ermeni vatandaşımızın(Hrant Dink) katili olan bu güruh, kendi suçunu,
bizim üzerimize yıkarak ve “Hepimiz Ermeniyiz sloganı atarak”, işin içinden
sıyrılabileceğini zannediyor. Oysa, daha 20 yıl öncesine kadar, Ermenileri
zorla Jöntürkleştirmeye çalışan kendileri olduğu hâlde.
Dedesi Hasan Cemal başta olmak üzere, bugün hepimiz Ermeniyiz diyenlerin
hepsinin dedesi bir şekilde, Taşnak ortağı ve mazlum Ermeni katilidir, çünkü
Jöntürk veya Jönkürttür. Çünkü, Batıya imân etmeleri hasebiyle, öncelikle
Müslüman Türkün, Müslüman Kürdün düşmanıdırlar.
Yerli-milli aydınımız
Hrant Dink’in ölümü üzerine, vatansever stratejist ve öğretim üyesi Emin Gürses
Vatan gazetesine verdiği bir röportajda şunları söylemişti: Hrant Dink milli
güçlerden olduğu için öldürüldü.
Hrant Dink’in Ermeni meselesinin kontrolünü ABD’nin elinden nasıl alırız; Ermeni
lobisini nasıl aşarız, diasporayı nasıl saf dışı ederiz; o bunların
derdindeydi. Ermenistan sınır kapısının açılmasını, Ermenistan’
http://www.gazetevatan.com/muthis-iddia-104581-roportajlar/
Ermenistan tarafına gelince: Ermenistan’ın ve özellikle de Diaspora
Ermenilerinin soykırım diye bir dertleri varsa, önce bir zahmet,
bolluk içinde yaşadıkları ABD’deki Banker ve Siyonist Yahudi Rothschilds (şimdilerde
küreselciler)ve Sabetaycı Jöntürklerden hesap sorsunlar. Tabii Doğu
Anadolu ve Karadeniz Bölgelerinde 30 yıl boyunca işledikleri katliamların
da bir hesabını vererek!
Osmanlı Ermenilere millet-î sadıka yani sadık millet demişti. Ama bu
sadık milletin içinden çıkmış bir teşkilat Taşnak, önceleri Doğu’da Osmanlı’ya
ilk ihanet eden ve onca katliamı işleyen, ardından da, Sabetaycı idaresindeki
İttihat ve Terakki’ye komitacılık ruhunu aşılayan bir ihanet şebekesine
dönmüştür. Sonraları kanlı bıçaklı olacak olan bu iki güruh, Sultan 2.
Abdulhamid’i devirerek, Osmanlı’yı yıkmak için az uğraşmadılar. O Sultan
Abdulhamid Han’dır ki, Doğudaki Ermeni çetelerine karşı Hacı Musa Bey
önderliğinde Müslüman Kürtlerden müteşekkil “Hamidîye Alayları”nı kurarken, bu
olaylarla hiç ilgisi olmayan Batıdaki Ermenilere ise, Yahudilerin imparatorluk
üzerindeki tesirini kırmaları için yol vermiştir.
Yeni İslam medeniyetinin Kurucu Fikir Mimarı Salih Mirzabeyoğlu’nun büyük dedesi olan Hacı
Musa Bey’in Ermenilerin, Doğu Anadolu’daki katliamlarını ve bölgenin bir
Ermenistan olmasını rolünü Ermeniler şöyle anlatır: “Doğu Anadolu’daki
Ermenileri durduran Hacı Musa Bey olmuştur. Kaynak ise “http://ermeni.org/turkce/vkayutyun.php?tp=ea&lng=tr&nmb=1” sitesidir.
Şunu apaçık ifade edelim ki, Müslüman Türk milleti Ermenilere soykırım
tatbik etmemiştir. Emperyalizme göbeğinden bağlı Siyonist Yahudi ve Sabetyacı ile Ermeni Taşnak
komitacıları arasındaki para ve iktidar savaşından Müslüman Türk milleti
sorumlu değildir. Bu dün de böyleydi, bugün de böyle, yarın da böyle olacak!
Ermenistan’ın ilk Başbakanı Kaçaznuni, 1923 yılında
Romanya’nın Başkenti Bükreş’te, Ermeni meselesinin de ele alındığı Taşnak Parti
Konferansı’nda neleri açıkça itiraf etmiş: “İtilaf devletleri bizi hep
Anadolu’da bir Ermenistan hayaliyle kandırdı. Bu boş hayale kapılarak Taşnak
çeteleri kurup, 7 cephede savaşan Osmanlı ordularına silah ve mühimmat götüren
birliklere saldırdık. Sonuçta İtilaf devletleri verdiği sözü tutmadı. Biz de
Osmanlı’ya ihanetimizin bedelini tehcir ile ödedik. Böyle yapmasaydık belki de
bu tehcir olayı başımıza gelmezdi”… Osmanlı’dan, Akdeniz’e uzanan bir
Ermenistan talep ettik. Derhal gönüllü birlikleri oluşturduk, Türklere karşı
ayaklandık ve savaştık. İsyanımızın temelinde İtilaf Devletlerinin bize
vadettiği Ermenistan hayali vardı, gerçeği göremedik. (Türk hava Kurumu
yayınları, Rusça’dan tercüme)
Hrant Dink eski ayakkabısıyla belki Kaçaznuni kadar olamazdı ama günümüzdeki
emperyalist rüzgâra kendince karşı gelmeye çalışıyordu. Bunun için de Ermeni
halkının bir kez daha “emperyalizm tarafından aldatılarak maşa hâline
getirilmesini” önlemek için çaba sarfediyordu. Hele ki, dolar bağımlısı olmuş ve dünkü TAŞNAK’ın uzantısı olan,
Ermenistan açlıktan kırılırken, beş kuruş yardım etmeyip, sadece uluslararası
arenada Anadolu’dan toprak koparmak için diasporadaki Ermeni kurumlarının gemi
azıya aldığı günümüzde.
Hrant Dink’in öldürülmesinden sonra, Türk halkındaki AB ve ABD düşmanlığının yüksekliğinden panikleyen, küresel emperyalizmin köpekleri, bu düşmanlığı törpülemek için, bu eylemi bulunmaz bir fırsat bilerek, hem de kendi politikalarına temelden zıt olan bir adamın cenazesi üzerinden strateji uygulamaya ve psikolojik baskı uygulamaya girişmiş hâlde…. “Hepimiz Ermeniyiz, hepimiz Hran’tız” gibi ucube sloganlarla Müslüman Türk milleti üzerinde psikolojik harbe kalkışan, bu Batı emperyalizminin içimizdeki uzantıları şunu iyi bilsinler ki, 11 yıldır gerçekleştirdiğiniz medya fırtınası etkisini çok kısa bir süre içerisinde tesirini kaybetmekle kalmayıp, sessiz bir hâlde bekleyen milyonlarca Müslümanı da tetikleyecektir. Mâlum etki tepki meselesi. Hiçbir Türkün Ermeni veya hiçbir Ermeninin Türk olması gibi, hakikate aykırı bir garabet dayatılamaz!(Ki, bir çok Müslüman Ermeni insanımız da var) Aslında, Hepimiz Ermeniyiz diyenlerin dedelerinin “ Ermeni Taşnak”ın Müslümanları katletmesinde ve yine mazlum Ermenilerin katledilmesinde nasıl bir rol üstlendiklerini Üstad Necip Fazıl ‘Tarih Boyunca Büyük Mazlumlar’ isimli eserinde çok güzel izah etmektedir. https://fazilduygun.blogspot.com/2021/04/ustad-necip-fazldan-butun-yonleriyle.html
15 Temmuz’dan sonra, İslâm-Türk milliyetçisi bir yazarımızın belirttiği
gibi “Sevr hikayelerinin ayyuka çıktığı bu demlerde, artık hiç kimse vatanı
kurtarmak derdinde olan insanlardan ‘bir Erzurum Kongresi ya da bir Sivas
Kongresi’ beklemesin!” Müslüman Türk milleti artık kurtuluşun, “kongrelerle
değil, kendinden zuhur diyalektiği çerçevesinde, kendini feda etmekle”
gerçekleşeceğine inanmıştır, İşte 15 Temmuz direnişi, bunun asırlar boyunca
anlatılacak olan ve hâlihazırda yaşanmakta olan bir efsanesidir.
Bizim gözümüz; ABD’nin ve AB’nin Irak, Afganistan ve Suriye’
işgalleri ve buralardan Türkiye’yi kuşatmaya başlamasıyla birlikte, emperyalist
niyetlerini halkımızdan çekindikleri için eskisi gibi açıkça ifade edemeyen ve
efendileri çöktüğü için sesleri eskisi kadar gür çıkmayan, içimizdeki yerli
işbirlikçilerin, bir matem, bir yas hadisesini, psikolojik harbe
dönüştürenlerin üzerindedir.
Yorumlar
Yorum Gönder