Kayıtlar

2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

BATI CEPHESİNDE YENİ HİÇBİR ŞEY YOK!

  Fazıl Duygun 10 yıl önce, Ankara-Kızılcahamam cezaevinde yazdığım ve Batı-ABD'yi analiz ettiğim  makalelerimden birisi daha.  Aylık dergisi, Kasım 2010 Bugün Batı, modernizm çağından daha tehlikelisi de, böyle bir dertle karşı karşıya olduğunu, görmek ve bilmek istememesi. Yani kangren olmuş bünyenin, afyonla kendini uyuşturarak, yaşayabileceği hevesine kapılması gibi bir manzarayla karşı karşıya... Batı hayat tarzı, son beş asırdır tam manasıyla ciddi bir fikir çölüne dönmüş halde. Rönesanstan beri Batı ilk defa fikirsizlik ve felsefesizlik bataklığına saplanmış durumda. Aslında, fikirsizlik ve felsefesizlik bataklığına dönüşme hali 1950’li yıllarda kendini iyiden iyiye kendini göstermeye başladı; ancak 2. Dünya Paylaşım Savaşı’nın galibi ABD’nin, savaştan sonraki kapitalist zenginlik rehaveti, Hollywood ve medya makyajı ve teknolojik gelişmenin getirdiği askeri üstünlük, bu fikir bataklığının üzerini örttü. Bu örtü, belki Batı’nın çöküşünü 50 yıl geciktirmiş olsa da, mane

KÜRESEL AYNANIN GÖSTERDİĞİ: ‘’ BATI’NIN ÇÖKÜŞÜ, DOĞU-İSLAM’IN DİRİLİŞİDİR!

Fazıl Duygun.  10 yıl kadar önce Ankara-Kızılcahamam cezaevinden yazdığım, Batı ve Çin'i değerlendirdiğim makalem. Aylık dergisi, Nisan 2011 * Bu yazıyı, iktisadi düşünce ile sanat ve hikemiyat üzerine yıllardır makale yazarak okuyucularına, zamanın bakışına dair, bir perspektif sunan Mevlüt Koç Bey’in Aylık Dergisi’nin Şubat 2011 tarihli 77. Sayısının 12-14. sayfalarında yayınlanmış olan ‘Küresel Aynada Görünen’ başlıklı makalesinden ilham alarak ve onu biraz daha genişletici bir şekilde, onu yorumlayarak ve nazire yaparak yazıyorum. Mevlüt Bey’in ‘’Küresel Aynada Görünen’’ başlıklı yazısını okuyanlar, o makalede ‘’krizdeki kapitalizmin – yani Batı krizden çıkmak ve tekrar dirilmek için Asya- Doğu başta olmak üzere, tıpkı 17 ve 20.’ci asırlar arasında olduğu gibi, dünyayı bir kez daha yeni baştan değiştirmek, dönüştürmek yani Batılaştırmak gayesinde olduğunu görecekler. Bu yeni ‘ ’Batılılaşma’’, bütün dünyayı Batılılaştırarak çökmüş olan 17.-20. arasındaki asırlardan farklı olarak

Ezan âşığı Yerli-Milli Bir Aydın: Markar Esayan

Resim
 Fazıl Duygun Bu topraklar ve bu millet, 16 Ekim 2020 tarihinde, son dönemlerde yetiştirdiği büyük bir düşünce adamını kaybetti. Biz onu, Batı düşüncesini ve ondan mülhem Batı emperyalizmini derinlikli olarak analiz ettiği yazılarından tanıdık. Batı kaynaklı ve bütün dünyayı herc-ü merc eden modernizme ve post modernizme getirdiği yeni bir eleştirel bakış açısı, bize yeni nefes olmuştu. Şöyle demişti bir yazısında: Ruhumuz yaşlanmadığı için ölümü düşünmekte zorlanıyoruz. Varlığımız dünyadaki bu bedene hapsedilmemiş (kovulmamış) olsaydı, bedenin çürümesi demek olan bir kurala tabi olmayacaktık. (Termodinamik yasaları). Muhtemelen bedenimiz öldükten sonra zaten yaşamaya devam edeceğiz. Ama modern dünyada ölümün iyice gayrıtabiileştiğini, adeta hakkında konuşmanın yasak hale geldiğini de görmeliyiz. Pre-modern dünyada ölüm sıradan hayatın sıradan bir gerçeğiydi. Melekler, cinler, mucizeler ve öteki hayatın tüm öğeleri gündelik hayatın içinde serbestçe dolaşırlardı. Aşağılanmaz, gari

ABD İç savaşa mı gidiyor?

  Fazıl Duygun Bundan tam 4 yıl önce, (Kasım 2016 seçimlerine 3 gün kala) “ABD İç Savaşı ne zaman?” başlıklı bir makale yazmıştım ( https://fazilduygun.blogspot.com/2020/09/abd-ic-savas-ne-zaman.html . ) Bu makalede, seçimler sonrası ABD’nin siyasî olarak ikiye bölüneceğini ve bunun sokak çatışmalarını   şiddetlendireceğini, bu iç savaşın bütün dünyayı da krize sokacağını ifade etmiştim. O günden bugüne yaşananları gözönüne getirdiğimizde, hem ABD içinde ve hem de ABD dışında ve çoğu küresel çapta, akla hayale gelmedik siyasî krizler yaşandı. Bu krizlerin en büyüğü de, hâlen içinde yaşadığımız Covid-19 küresel pandemi’den kaynaklı “plandemi” projeleri. Küresel çaptaki bu salgınlar, ABD ve AB başta dünya ekonomisi ve buna bağlı olarak orta sınıflar adetâ çökertildi. Ama en ilginç olan şeyse, Salgının çıkış yeri Çin ekonomisinin hızla kendini toparlaması ve büyümesi oldu. Gelinen noktada “Great Reset-Büyük Sıfırlama” kavramıyla karşı karşıyayız. Yani dünya ekonomisinin yapının tümden

ABD İç Savaşı ne Zaman?

Resim
  Bundan 4 yıl önce Bölge postası için yazmış olduğum ve bugün dahi güncelliğini daha da koruyan makalem. ABD seçimlerinden sonra  2. bölümü yazacağım. Fazıl Duygun * * *  8 Kasım 2016 seçimleri, sadece ABD ve Batı için değil, biz de dahil, bütün dünya için tarihî öneme haiz bir seçimdir. Bu seçim, yıllar evvel çatlamaya başlayan ABD devlet içi, devlet   ve toplum arasındaki çatlağın artık sıvanamaz bir hâle gelmesine ve büsbütün ikiye bölünmesine yol açacaktır. ABD’yi tamamen elegeçirmeye çalışan küresel çete (uluslararası şirketlerin çoğu) ve mesihçi- kabalist- kült yapılanmalarla milliyetçi (WASP) ABD kadrolarının arasındaki çatışmanın kendini iyice gösterdiği savaştır bu seçim. Şimdiye kadar bir bütünlük arzeden veya bize öyle sunulan bu tablo, aslında 2001 Afganistan ve 2003 Irak işgalleriyle yavaş yavaş kendini belli etmeye başlamıştı. Bu iç çekişme partileri de içine alan ve her iki partide de, her iki kesimden insanların teşkil ettiği bir mücadeledir.   Oğul W. Bush’un 2000

19 Yıl Önceki Ergenekon Raporlarında AK Parti

  Bu haber 22 Kasım 2016 - 14:22 'de eklendi-- http://bolgepostasi.com/16-yil-onceki-ergenekon-raporlarinda-ak-parti.html Bu Yazı, ilk olarak 15 yıl önce ve ayrıca 2015 yılında Nabız Haber sitesinde yayınlanmıştır. Daha Ak Parti kurulmadan önce yazılan bu makale, Türk toplumunun sosyolojik bir analizini içermektedir. Fazıl Duygun ***   ***  **** Bundan 19 yıl kadar önce, 2001 yılı Mayıs ayında,  Ajan yapılanma ve terör örgütü FETÖ’nün haftalık yayın organı Aksiyon dergisi bir rapor yayınlar. Bu rapor pek tabii olarak, CIA tarafından verilir Ajan yapılanma  The Fetö’ye. O rapor daha sonra büyük bir düzmece bir hâle sokulacak olan operasyonlarla tasfiye edilecek olan “Ergenekoncular” a ait bir rapordur. Bu raporda Ergenekon, Türk milletinin “devlete” neden isyan etmediğini ve nasıl bir dönüşüm beklediğini çok ilginç analizlerle ortaya koyar. Ergekonun ortaya koyduğu bu tesbitler, Türk milletinin Ak Parti gibi bir iktidar beklediğini ve dönüşümün böyle bir iktidar eliyle