FETÖ Hillary’dir, Pentagon’dur.

Fazıl Duygun

20 Temmuz 2016

             15 Temmuz İşgal ve istila kalkışmasından sadece 5 gün sonra yazmış olduğum bu makalemi, güncelleyerek tekrar yayınlıyorum. Sanırım biz, FETÖ'yü hâlâ polisiye bir örgüt sanıyoruz. 

                ** **

            15 Temmuz 2016 gecesi başlayan ve hâlen devam etmekte olan; hedefi başta Türkiye, sonrasında bütün İslam âlemini bir kez daha Haçlı-siyonist emperyalizme peşkeşmeye niyetli bu iç işgal girişimimnin elebaşı Fetullah Gülen, nam-ı diğer kendini İsa-Mesih zanneden Pensilvanyalı Şarlatan Şeytan (şimdilerde kadere bile müdahâle ettiğini söyleyerek, İlahlık iddiasında bulunan bir sapkın) ABD-İngiltere merkezli küresel çete nezninde nasıl bir yere sahiptir?

Hain, işgalci köpeği, katliamcı ve şeytana bile pabuç bırakmayacak kadar zelil ve sapkın FETÖ’nün ABD nezninde bu kadar itibar görmesinin sebebini bilmezsek, gösterdiğimiz bütün çabalar boşa gidecektir. 17-25 Aralık başta olmak üzere, bugüne kadar, basit bir ABD aparatı gibi görülen bu sapkın yapılanma, gözgöre göre kanlı bir iç işgal girişiminde bulunabilmiştir.

Burada, sadece bu hain ve sapkın işgalci yapılanma gözler önüne serilmedi, biraz da Gezi, 17-25 Aralık ve onca darbe uyarısına rağmen, bunları göremeyen, MİT başta olmak üzere, Ak Parti ve devletteki bürokrasi ve muhafazakâr medyadaki basiretsizlik ve şapşallıktır gözler önüne serilen.

Söylemek istediğimiz şu: Bu kanlı iç işgal girişiminde, sapkın, şeytanî örgüt FETÖ kadar, ona bu darbe imkânını sunan, ahmak, basiretsiz, kurum, kuruluş ve çoğu eski parti üst düzey yöneticisinin de büyük payı olmuştur maalesef.

Önce Niçin FETÖ’nün hâlâ gerektiği gibi tanınmadığını söyleyelim. FETÖ’nün elebaşı sapkın Fetullah Gülen, sanıldığının aksine, ABD’nin kullandığı bir aparat olmaktan çok, mesiyanik, kabalacı, masonik, ABD mistik derin devletinin esaslı bir unsuru hâline gelmiştir, anlaşılması gereken de budur.

Sapkın şeytanî  Fetullah Gülen ve FETÖ, ABD’nin, bir bölgesinde kamp kurmasına izin verilmiş, devlet kontrolünde tutulan bir örgüt olmaktan çok, ABD içindeki ve düzenin mistik yapısını oluşturan derin yapılara uyum göstererek, bu yapılar tarafından dönüştürülmüş, mesihçi, sapkın, masonik bir yapılanmadır.

Kısacası FETÖ, ABD’lilerin bir örgütüdür. FETÖ, itikadi olarak belki de 25 sene önce İslam itikadından ayrılarak, küfre sapmış ve bunun yerine, yeni dünya düzeninin şeytanî-paganist, new age sapkın bir inanç sisteminin bir parçası olmuştur.

Bunun içindir ki, bir çok üst düzey ABD’li FETÖ’cüdür. Bir çok ABD’li senatör, FETÖ’ye destek çıkmaktadır. Burada sakın, bunlar, FETÖ’yü kullanıyorlar, bunun için denilmesin. Burada FETÖ, okültçü-ezoterik kliklerin de içinde bulunduğu ve sapkın,new age, paganizme çevrilen mistik yapılanmaların içinde yer edinmeye başlamış bir harekettir.

Bu sadece ABD içinde değildir, içinde bulunduğu bu yapı tarafından, Avrupa ve hattâ Latin Amerika’ya kadar, Yahudi-Hristiyan Mesihçi yapılar içerisinde yer edinmesi sağlanmıştır. Artık bütün dünyadaki sapkın ve Evanjelist mesihçi yapılara üye olanlar gibi, her fetullahçı onlarla kardeştir. Bu sayede “Dinlerarası Diyalog” denen sapkın proje, önce kendi üyeleri arasında gerçekleştirilmiş oluyordu. Yani, Eski FETÖcü yayın organlarına kayyum atandığında, destek için gelen o masum yüzlü türbanlı kızların hepsi, New York’taki, Londra’daki, Brezilya’daki, Almanya’daki Yahudi-Hrıstiyan Siyonist yapıdakilerle kardeştir.

İşgal ve terör yapılanması İsrail’in geçmişte sadece FETÖcü “Kimse Yok mu “ derneğine çalışma izni vermesini ve Filistinlileri, hatta hıstiyan Arabları bile ezen İsrail’de, bütün bu zulümler yaşanırken cevşen okuyan türbanlı FETÖcü kızların,niye kendilerini İsrail’in kollarında huzurlu hissedip, Tel Aviv’de Siyonizm için gönülden çalıştıklarını ve Türkiye aleyhine söz ve eylemlerini, buradan çıkarabilirsiniz.

Yoksa, FB’nin şike soruşturmasında,UEFA’da İspanyol akademisyen ve avukatın Fetöcülüğünü,, Brezilya Üniversitelerinde, Dilma   Roussef’i deviren cunta toplantısının organizasyonunda sapkın F. Gülen’in fotoğraflarını nasıl izah edeceğiz?

ABD İstanbul Başkonsolosluğunda görevli Amerikalıların, vize için giden Türklere “F. Gülen”i ziyaret edecek misiniz? Diye sorup, hayır diyenlere vize vermemesini nasıl izah edeceksiniz?

Yoksa, ABD’li savcı Prett Bharara’nın FETÖ’ye olan bağını nasıl izah edeceksiniz? Veya Bhara, ordu olarak emrindeyiz diyen Fetöcü sapkınları.

Kırgızistan’daki Manas ABD üssünün kapatılmaması için,25 yıldır orada güçlenmiş FETÖ’nün, ABD için var gücüyle çalışmasını nasıl izah edeceksiniz?

1990’ların sonundan beri, Scientology, Moon vs gibi, masonik new age topluluklarıyla içli dışlı olmalarını nasıl izah edeceğiz? Ki, masonik oluşumlar, ABD-Batı toplumunun siyaset kesimini kuşatmış durumdadır.

Bu konuda, Sayın Ömer Özkaya ile Sayın Ramazan Kağan Kurt’un yazıları ve kitabları gayet güzel bir kaynaktır.

Bütün bunlar, sadece Tayyip Erdoğan’dan öfke değil, mesihçi-masonik ABD ve küresel çeteye olan bağlılıktan dolayı gelmektedir. Erdoğan, Allahın takdiriyle, Anadolu’nun tarihî misyonunda temel taşıyıcı bir unsur olarak görüldüğü için can düşmanlarıdır. Tabii olarak, Erdoğanla beraber, tüm millet ve hattâ tüm ümmet. Bunlar, tekfircilik konusunda İŞID’a bile nal toplattırır. Hem de Hz. Mevlana’nın adını kullanarak..Bu sapkınlara göre, beraber yiyip içtikleri, Yahudi-Hrıstiyan Siyonistler kardeş, (ezoterik yapılar) tankların önüne çıkan Anadolu Müslüman Türkü, Kürdü ise kâfirdir.

Anlatmak istediğim şu: F. Gülen, artık ABD sisteminin bir parçası olarak görülüyor, bundan dolayı, sistem kendisini ona açtı. Böyle birini Türkiye’ye iade etmek demek, Başkan adayları Hillary Clinton veya Donald Trump’ı iade etmek gibidir.

FETÖ kâh, Evanjelist-hristiyan Siyonist örgütlerin, kâh Küreselcilerin kendi sistemlerine entegre ettiği ve kendilerine gör biçimlendirdiği “masum(!), dindar(!) ve İslâmî(!) görünüşlü” sapkın, ezoterik, okültçü ve kabbalist bir yapılanmadır.

ABD yönetimi bu sebeble FETö’nün arkasında duruyor. Sakın sapkın F. Gülen’i, basit bir kaçak gibi görmeyin! Türkiye olarak, ABD sisteminin bir parçasını istediğimizin farkında olmalıyız. Buna göre bir strateji geliştirmeliyiz.